BASİT YARGILAMA USULÜNÜN YAZILI YARGILAMA USULÜNDEN FARKLARI
BASİT YARGILAMA USULÜNÜN YAZILI YARGILAMA USULÜNDEN FARKLARI
GİRİŞ
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen yargılama usulleri dört farklı usulden ikiye indirilmiş ve HUMK’daki sözlü ve seri yargılama usulü kaldırılmıştır. Bu usullere göre bakılan dava ve işlere artık basit yargılama usulüne göre bakılacaktır . Medeni yargılama hukukuna ait temel yargılama usulü olarak “yazılı yargılama usulü” benimsenmiştir. Yazılı yargılama usulünün kapsamı dışında kalan hususlarda ise uygulanacak usul “basit yargılama” olarak kabul edilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle hukuk yargılaması açısından basit yargılama usulü ve yazılı yargılama usulü olmak üzere iki yargılama usulü benimsenmiştir. Davanın açıldığı mahkemeye veya uyuşmazlığın niteliğine göre uygulanacak yargılama usulü farklılık göstermektedir. Yazılı yargılama usulü esas olmakla birlikte Kanunda düzenlenen bazı dava ve işler basit yargılama usulüne tabidir. Basit yargılama usulü,Hukuk Muhakemeleri Kanunu ‘nun 316-322. maddelerinde düzenlenmiştir.HMK’da basit yargılama usulünün düzenlendiği madde gerekçelerinde vurgulandığı üzere basit yargılama usulü bazı davalarda daha kısa sürede tüm delillerin toplanarak incelenmesi ve yargılamanın basit ve hızlı sonuçlandırılmasını sağlamak amacıyla getirilmiştir. Uygulamada hak kayıplarının yaşanmaması için yazılı yargılama usulü ile basit yargılama usulünün farklarının bilinmesi önem arz etmektedir.
BASİT YARGILAMA USULÜ
6100 sayılı HMK`da yazılı yargılama usulü (m. 118-186) ve basit (m.316-322) usulü olma üzere iki temel yargılama usulü benimsenmiştir. HMK’nın “Basit yargılama usulüne tabi dava ve işler” başlıklı 316’ncı maddesi düzenlemesi uyarınca; “Diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işler” basit yargılama usulüne tabidir.
Basit yargılama usulü, daha kısa ve kolay bir inceleme ile daha çabuk sonuçlandırılması imkânı bulunan dava ve işler için kabul edilmiş daha basit, daha seri bir yargılama usulüdür. Unutulmamalıdır ki basit yargılama usulüyle hedeflenen daha önemsiz ve basit nitelikte davaların çözümü değildir ,basit yargılama usulü basit bir yargılama yoluyla uyuşmazlıkların hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması amacına hizmet eder. HMK’nın 447/1 maddesine göre: “Diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işler basit yargılama usulüne tabidir.
Bir davada hangi yargılama usulünün uygulanacağı uyuşmazlığın niteliğine ve davanın görüleceği mahkemeye göre belirlenir. HMK`nın 382/2-b-13. ve 316/1-ç maddelerine göre velayetle ilgili davalar bir “çekişmesiz yargı” işidir. Çekişmesiz yargı işlerinde kural olarak “basit yargılama usulü” uygulanır .HMK ‘nın 316.maddesi hükmüne göre;
MADDE 316- (1) Basit yargılama usulü, kanunlarda açıkça belirtilenler dışında,
aşağıdaki durumlarda uygulanır:
- a) Sulh hukuk mahkemelerinin görevine giren dava ve işler.
- b) Doğrudan dosya üzerinden karar vermek konusunda kanunun mahkemeye takdir hakkı tanıdığı dava ve işler.
- c) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti gibi geçici hukuki koruma talepleri ile deniz raporlarının alınması, dispeççi atanması talepleri ve bunlara karşı yapılacak olan itirazlar.
ç) Her çeşit nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler.
- d) Hizmet ilişkisinden doğan davalar.
- e) Konkordato ve sermaye şirketleri veya kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin açılacak davalar.
- f) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
- g) Diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işler
A-Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevine Giren Dava Ve İşler
Madde metninden anlaşılacağı üzere sulh hukuk mahkemesinin görev alanına giren ;kira ilişkilerinden kaynaklanan bedel tespiti,kira sözleşmesinin iptali , kiralananın tahliyesi davası,kat mülkiyetinden kaynaklanan davalar, terekenin tespiti davası , arabuluculuk faaliyeti neticesinde tanzim edilen anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi, mirasın reddi davası, mirasçılık belgesi verilmesi davası kayyım atanması ve kayyımlık ile ilgili diğer davalar, vasi atanması, vasiyetnamenin açılması ,terekenin borca batık olduğunun tespiti ,izale-i şüyu(ortaklığın giderilmesi) davası gibi davalarda basit yargılama usulü uygulanır .Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevlerinin düzenlendiği HMK’nın 4.maddesi ve HMK’nın 383. Maddesi gereği çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir . HMK Madde 382 hükmüne göre çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır:
- a) İlgililer arasında uyuşmazlık olmayan hâller.
- b) İlgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı hâller.
- c) Hâkimin resen harekete geçtiği hâller.
Gaiplik davası , gaiplik nedeniyle evliliğin feshi reddi davası , sağ kalan eşe aile konutu üzerinde ve ev eşyası üzerinde mülkiyet veya intifa hakkı tanınması,mirasçılık belgesi verilmesi, borçluya ifa veya teminat göstermesi için süre verilmesi,iflasın kaldırılması ,iflasın kapanmasına karar verilmesi, konkordato mühleti verilmesi ve komiserin atanması ,konkordatonun tasdiki gibi işler çekişmesiz yargı işidir ve basit yargılama usulüne tabidir.
B- Doğrudan Dosya Üzerinden Karar Vermek Konusunda Kanunun Mahkemeye Takdir Hakkı Tanıdığı Dava Ve İşler
İlk itirazlar ve dava şartları gibi mahkemenin dosya üzerinden karar verebileceği hususlarda,merci tayini ,rücu tayini ,görevsizlik kararı verilmesi gibi işlerde basit yargılama usulü uygulanır.
C- İhtiyati Tedbir, İhtiyati Haciz, Delil Tespiti Gibi Geçici Hukuki Koruma Talepleri İle Deniz Raporlarının Alınması, Dispeççi Atanması Talepleri Ve Bunlara Karşı Yapılacak Olan İtirazlar
İhtiyati tedbirler ,davacının davayı kazanması hâlinde dava konusu mala kavuşmasını güvence altına alan ve dava sonuçlanana kadar gerçekleşebilecek rizikodan hak sahibini koruyan geçici hukuki koruma tedbirleridir. İhtiyati tedbir gibi hukuki koruma tedbirlerinden biri olan ihtiyati haciz, alacaklının para veya teminat alacağının zamanında ödenebilmesi için, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması tedbiridir.Delil tespiti ise 6100 sayılı HMK’nın 400 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup henüz tahkikat aşamasına geçilmemiş bir davada ya da ileride açılması muhtemel bir davada ileri sürülecek bir vakıanın ispatı amacıyla başvurulan ,ileride kaybolması ya da gösterilmesinde zorluklarla karşılaşılacağı kuşkusunu uyandıran sebeplerin varlığı hâlinde delillerin zamanından önce incelenip güvence altına alınmasını sağlayan bir müessesedir. İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti gibi geçici hukuki koruma talepleri basit yargılama usulüne göre görülerek sonuca bağlanır .
YARGITAY 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/784 Esas 2017/1543 sayılı kararında ;
“HMK’nın 316/1-c maddesi uyarınca ihtiyati haciz istemlerinin incelenmesi basit yargılama usulüne tabi ise de, aynı Kanun maddesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, basit yargılama usulü sadece ve münhasıran sulh hukuk mahkemesinde değil asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına giren pek çok dava ve iş bakımından da uygulanan bir yargılama usulü niteliğindedir. Öte yandan, ihtiyati haciz istemi, mahiyeti gereği, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde belirtildiği üzere gerek istemde bulunanın ve gerekse de aleyhine istemde bulunulanın mal varlığı haklarına ilişkin bir “iş” niteliğinde olup aksine bir düzenleme söz konusu olmadığı için bu işler bakımından asıl görevli mahkeme asliye hukuk ve/veya işin mahiyetine göre asliye ticaret mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Ç-Her Çeşit Nafaka Davaları İle Velayet Ve Vesayete İlişkin Dava Ve İşler Basit Yargılama Usulüne Tabidir.
Soybağına ilişkin davalar hariç olmak üzere her çeşit nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler basit yargılama usulüne göre görülür.
D- Hizmet İlişkisinden Doğan Davalar Basit Yargılama Usulüne Tabidir.
İş Mahkemeleri Kanunu’na aksine düzenleme yer almadıkça iş ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun basit yargılamaya ilişkin hükümlerinin uygulanacaktır. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 2017/2109 esas 2017/1041 Karar 31.05.2017 tarihli , kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsili istemine ilişkin davaya ait kararında;
“İş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanmakta iken 6100 sayılı HMK’nın 447. maddesi ile diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hallerde bu Kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümlerinin uygulanacağının düzenlenmesi karşısında iş mahkemelerinde artık basit yargılama usulü uygulanmaktadır.
Basit yargılama usulü HMK’nın 316 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup 322. maddesinde de basit yargılama usulü ile ilgili hüküm bulunmayan hallerde yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.”ifadeleri yer almaktadır .
E-Diğer Kanunlarda Yer Alan Ve Yazılı Yargılama Usulü Dışındaki Yargılama Usullerinin Uygulanacağı Belirtilen Dava Ve İşler Basit Yargılama Usulüyle Görülür .
Örneğin İcra Mahkemesinde görülen şikayet, itirazın kaldırılması, icra takibinin iptali , sıra cetveline itiraz, istihkak davaları ve miktar ve değeri kanununda belirtilen üst sınırı geçmeyen ticari davalar basit yargılama usulüyle görülür.
YAZILI YARGILAMA USULÜ İLE BASİT YARGILAMA USULÜ ARASINDAKİ FARKLAR
1-Yazılı yargılama yapılan hâllerde dava dilekçesinin verilmesinin ardından davalı ,cevap dilekçesini verir. Davacı cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 2hafta içinde cevaba cevap dilekçesini; ,davalı da davacının cevaba cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ikinci cevap dilekçesini verebilir. Basit yargılamada ise ikini dilekçelerin verilmesi mümkün değildir. Basit yargılama usulüne tabi davalarda daha kısa sürede yargılamanın sonuçlandırılması amaçlandığından HMK m. 317/3 uyarınca taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesini veremezler.
2-HMK’nı 317.maddesi düzenlemesine göre davacıya cevap dilekçesini sunması için verilen iki haftalık sürenin talep hâlinde durum ve koşullara göre uzatılması mümkündür .Basit yargılama usulünde mahkeme durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir .HMK ‘nın 127.maddesine göre yazılı yargılama usulünde de cevap dilekçesinin verilmesi süresi 2 haftadır . Ancak koşulların sağlanması hâlinde bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir.
3- Yazılı yargılama usulünde iddia ve savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesi hususu HMK ‘nın m. 141’de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre taraflar dilekçeler aşamasının sona ermesinin ardından (dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, son cevap dilekçesi) iddia ve savunmalarını değiştiremez ya da genişletemez. Basit yargılama usulüne tabi davalarda iddia ve savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesine ilişkin düzenleme HMK ‘nın 319.maddesinde yer almaktadır. Düzenlemeye göre iddianın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağı dava dilekçesinin verilmesiyle; savunmanın değiştirilmesi ya da genişletilmesi yasağıysa cevap dilekçesinin verilmesiyle başlar.
4-HMK m139 hükmü gereği yazılı yargılama usulünde delillerin ikamesi için taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için ön inceleme duruşması davetiyesinin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre verilirken HMK ‘nın 318.maddesine göre basit yargılama usulünde delillerin dava ya da cevap dilekçesinde sunulması gerekmektedir.
5- Yargılama sürecinin hızlandırılması amacıyla getirilen basit yargılama usulünde HMK m320/1 gereği mahkeme tarafları duruşmaya davet etmeksizin dosya üzerinden karar verebilir.Dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olmayan hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Basit yargılama usulünde ilk duruşmada ön inceleme ve tahkikat aşaması birlikte yürütülür. Yazılı yargılama usulünde ise dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır ön incelemenin tamamlanmasından sonra tahkikat aşamalarına geçilebilir. İlk duruşmada basit yargılamada yazılı yargılamadan farklı olarak zamanaşımı ve hak düşürücü süre hakkında da karar veriler
6- Yazılı yargılamada ön inceleme aşamasında en fazla 2 duruşma yapılırken basit yargılama usulünde ön inceleme aşamasında en fazla 1 duruşma yapılabilir.
7-HMK m. 320/3 uyarınca basit yargılama usulünde tahkikat aşaması ilk oturum hariç olmak üzere iki duruşmada tamamlanır .İki duruşma arasında kural olarak 1 aydan daha uzun süre olamaz. İşin niteliği gereği bilirkişi incelemesinin uzaması, istinabe yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi gibi zorunlu hâllerde, hâkim gerekçesini belirterek bir aydan sonrası için de duruşma günü belirleyebilir ve ikiden fazla duruşma yapabilir. Yazılı yargılamada duruşma sayısı sınırlaması bulunmamasının yanında duruşmalar arasında süre sınırlaması da yoktur.
8-Yazılı yargılama usulünde mahkeme tahkikat aşamasının bitiminden sonra taraflarn son beyanlarını alarak sözlü yargılama aşamasına geçer .Taraflardan birinin süre istemesi hâlinde mahkeme ayrı bir duruşma günü tayin eder.Ancak basit yargılama usulünde tahkikatın bitiminden sonra mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararı tefhim eder Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre ve ayrı bir duruşma günü verilmez.
9-Yazılı yargılamada bir dava en fazla 2 kez takipsiz bırakılabilir ve iki defa yenilenebilir.Dava üçüncü kez takipsiz bırakılırsa mahkeme kendiliğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verir. Basit yargılama usulünde HMK m. 320/4 uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiş dosya yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa dava açılmamış sayılacaktır. Basit yargılamada bir dava en fazla bir defa takipsiz bırakılabilir ve bir defa yenilenebilir.
10-Hem yazılı yargılama hem de basit yargılama usulünde zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde ,gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde gerekçeli kararın yazılması gerekir.