GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI VE İNSAN TİCARETİ
Göçmen Kaçakçılığı Suçu ve İnsan Ticareti Suçu
Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları, uluslararası bir sorun olup, modern kölelik şeklini temsil etmektedir. Bu suçların işlenme sürecinde insan bedeni ve emeği acımasız bir şekilde istismar edilmekte, mağdurların temel insan hakları ihlal edilmektedir. Söz konusu ihlaller genellikle fuhuş, inşaat ve tarım sektörlerinde görülmektedir. Bu fenomenin önlenmesi için sarf edilen küresel çabalara rağmen, bugün hala yaygın olarak göçmen kaçakçılığı ile insan ticareti suçlarının işlendiği görülmektedir.
İki nedenden dolayı insan ticareti ile göçmen kaçakçılığını birbirinden ayırt etmek önemlidir. Öncelikle iki suçun maddi ceza hukuku bakımından taşıdıkları önemli farklılıklar vardır. Özellikle fail ve mağdur bakımından ve suçun maddi – manevi unsurları bakımından farklılıklar mevcuttur. Bunların yanı sıra her iki suç için öngörülen cezalar ve muhakeme usulleri de farklılıklar gösterir.
- Göçmen Kaçakçılığı Suçu
TCK m. 79’a göre göçmen kaçakçılığı suçu, maddi çıkar elde etmek amacıyla yasal olmayan yollardan Türkiye’ye insan sokma veya Türkiye’den yurtdışına insan çıkmasına imkan sağlanmasıyla oluşur.
Göçmen kaçakçılığı suçu, maddi yarar elde etmek maksadıyla şu seçimlik hareketlerden herhangi birinin icra edilmesiyle işlenmiş olur:
- Bir yabancının yasal olmayan yollardan ülkeye sokulması
- Ülkeye girmiş bir yabancının ülkede kalmasına imkan sağlanması
- Türkiye vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlama
Ayrıca göçmen kaçakçılığı suçuna teşebbüs, suç tamamlanmış gibi cezalandırılır. Örneğin, göçmenleri karayoluyla taşıyan kişi henüz sınıra varmadan yakalandığı takdirde, göçmen kaçakçılığı suçu teşebbüs aşamasında kalmış olmasına rağmen kanuni düzenleme gereği fail suç tamamlanmış gibi cezalandırılır.
A. Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Unsurları
Göçmen kaçakçılığı suçu, özel kast ile işlenebilen bir suç tipidir. Nitekim, TCK 79. madde metni “doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla” ifadesiyle suçun özel kast ile işlenebileceğini açıkça belirtmiştir. Failin maddi menfaat elde etme amacı yoksa göçmen kaçakçılığı suçunun meydana gelmesi mümkün değildir. “Maddi yarar elde etme amacı” şeklindeki özel kast suçun manevi unsurudur. Ancak, suçun tamamlanması için maddi menfaatin fiilen elde edilmesi şart değildir. Maddi menfaat elde edilmese bile bu amaçla hareket edilmesi suçun tamamlanması için yeterlidir.
Bu suçun oluşması için, suça konu göçmenlerin herhangi bir zarar görmeleri, ölmeleri, yaralanmaları, fiziksel acı çekmeleri gerekli değildir. Bu nedenle anılan suç, bir zarar suçu değil, soyut tehlike suçu görünümündedir.
Göçmen kaçakçılığı suçunun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketler ise şunlardır:
- Yabancının yasal olmayan yollardan ülkeye sokulması: Bir yabancının ülkeye giriş şartları 6458 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda belirlenmiştir. Türkiye’ye girişin yasal kabul edilebilmesi için, önceden tespit edilen gümrük giriş kapılarından pasaport kullanılarak girilmesi, vize muafiyeti yoksa 90 güne kadar olan kalışlar için giriş vizesinin bulunması ve ülkeye giriş yapan kişinin girişi yasaklı kimselerden olmaması gerekir. 6458 sayılı yasaya göre bu şekilde yapılan girişler yasal giriş olup göçmen kaçakçılığı suçuna vücut vermez. Ancak, bu usuller dışında bir yabancının Türkiye’ye sokulması, sokulmasına aracılık edilmesi, yardım edilmesi göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturur.
- Yabancının ülkede kalmasına imkan sağlanması: Yabancının Türkiye’de sürekli kalması belli koşullara bağlıdır. Türkiye’de, vizenin veya vize muafiyetinin tanıdığı süreden ya da 90 günden fazla kalacak yabancıların ikamet izni almaları zorunludur (6458 sayılı Kanun m.19). Maddi menfaat elde etmek amacıyla bir yabancının yasal olmayan yollardan Türkiye’de kalmasına imkan sağlanması göçmen kaçakçılığı suçu teşkil eder. Yabancının Türkiye’de kalmasına imkan sağlama; yiyecek içecek verme, barınacak konut veya başkaca mekan sağlanması vb. şeklinde hareketlerle olabilir. Tekraren vurgulayalım ki, insani nedenlerle bir yabancıya barınacak yer veren veya yiyecek içecek vererek yardım eden kişi, suç kastının olmaması nedeniyle göçmen kaçakçılığı suçunu işlemiş olmaz. Yasal olarak Türkiye’ye girmiş olmakla beraber, Türkiye’de sürekli olarak oturmalarına yetkili mercilerce henüz karar verilmemiş yabancıların ülkede kalmalarına imkan sağlamak da, bu suçu oluşturacaktır.
- Türkiye vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlama: 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na göre Türkiye’den yurt dışına çıkışlar önceden belirlenen çıkış kapılarından pasaport bulundurularak yapılmalıdır. Yurt dışına çıkacak kişinin Türkiye’de bulunması, ister yasal ister yasal olmayan nedenlere dayalı olsun, yurt dışına mevzuata aykırı bir şekilde çıkarılmaya çalışılması göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturur.
B. Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Cezası
Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan; bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlayan, Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan kişi, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m.79/1).
Göçmen kaçakçılığı suçunun daha fazla ceza gerektiren nitelikli halleri ve cezaları şu şekildedir:
- Suçun, mağdurların; hayatı bakımından bir tehlike oluşturması, onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır (TCK m.79/2).
- Göçmen kaçakçılığı suçunun, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu kapsamında kurulan örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar yarı oranında artırılır (TCK m.79/3).
- Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur (TCK m.79/4).
C. Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Şikayet Süresi, Uzlaşma ve Zamanaşımı
Göçmen kaçakçılığı suçu, şikayete tabi suçlar arasında değildir. Bu nedenle suçun konusu göçmenlerin şikayetçi olması ve sonradan şikayetten vazgeçme, kamu davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresi içinde her zaman soruşturma konusu yapılabilir.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Göçmen kaçakçılığı suçu nedeniyle yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Göçmen kaçakçılığı suçu, uzlaşmaya tabi suçlardan değildir.
- İnsan Ticareti Suçu
TCK m. 80’e göre insan ticareti suçu; zorla çalıştırmak, bazı hizmetleri vermeye mecbur etmek, fuhuş yaptırmak, esaret veya benzeri uygulamalara maruz bırakmak veya beden organlarından bazılarının verilmesine razı etmek amacıyla kadın, çocuk veya diğer insanların tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları ile oluşur.
İnsan ticareti suçunda, öncelikle mağdurun iradesini etkileyen icra hareketleri yapılır. Mağdurun kendi rızasıyla veya hile, tehdit, zor kullanılarak ikna edilmesinden sonra yer değiştirme (transfer) ve sömürü hareketleri icra edilir.
A. İnsan Ticareti Suçunun Unsurları
İnsan ticareti suçu, özel kast ile işlenebilen bir suçtur. Suçun manevi unsuru olan özel kast veya saik TCK 80. madde metninde “zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla” şeklinde ifade edilmiştir. Suçun gerçekleşmesi için, failin, madde metninde sınırlı bir şekilde belirtilen amaçlarla hareket etmesi gerekir. Bu fiiller sonuç itibariyle faile maddi yarar sağlayan fiillerdir. Ancak, suçun tamamlanması için failin maddi yarar sağlayıp sağlamadığının bir önemi yoktur.
İnsan ticareti suçu bazı araç fiiller kullanılarak işlenir. Yani, asıl suçun işlenmesi için bazı araç fiillerin işlenmesi gerekir. İnsan ticareti suçunda araç fiiller şunlardır:
- Mağdurun iradesini etkilemek için tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak,
- Nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle rızasını almak,
- Kandırmak (hileli davranışlar sergilemek) suretiyle mağdurun rızasını almak,
- Kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek.
İnsan ticareti suçu, seçimlik hareketli bir suçtur. Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla işlenen şu seçimlik hareketler suça vücut verir:
- Bir kimseyi ülkeye sokma veya ülke dışına çıkarma,
- Bir kimseyi yukarıda belirtilen amaçlar için tedarik etme veya kaçırma,
- Bir kimseyi yukarıda belirtilen amaçlar için bir yerden başka bir yere götürme, sevk etme veya barındırma.
İnsan ticareti, uluslararası bir suç tipi olarak kabul edilir. Ancak, suçun ülke içinde de işlenmesi mümkündür.
B. İnsan Ticareti Suçunun Cezası
İnsan ticareti suçunun cezası, 8 yıldan 12 yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasıdır.
İnsan ticareti suçundan tüzel kişiler (şirket, dernek, vakıf vb.) araç olarak kullanılmışsa ilgili tüzel kişi hakkında da güvenlik tedbirlerine başvurulur. Örneğin, insan ticareti suçun karışan bir nakliyat firması kapatılabilir ve suçta kullanılan araçları müsadere edilebilir.
İnsan ticareti suçuna teşebbüs de mümkündür. Failin icra hareketleri suça teşebbüs aşamasında kalmış ise, TCK m.35’te düzenlenen teşebbüs hükümleri gereği faile verilecek cezada indirim yapılır.
C. İnsan Ticareti Suçunda Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. İnsan ticareti suçu, uzlaştırma kapsamında olan suçlardan değildir.
İnsan ticareti suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Kamu davasına şikayetçi olarak müdahil olan herhangi bir kimse varsa bile şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. İnsan ticareti suçu nedeniyle yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
3. Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti Suçu Arasındaki Farklar
Gerek göçmen kaçakçılığı suçu gerek insan ticareti suçu, faillerin maddi yarar sağlamak amacıyla mağdurları bir yerden başka bir yere taşıması ve sömürmesi söz konusudur. Suçların icra hareketleri bazı benzerlikler taşımakla birlikte her iki suç arasında önemli farklılıklar vardır. İnsan ticareti suçu ile göçmen kaçakçılığı suçu arasındaki farklar şunlardır:
- Her iki suç da özel kast ile işlenmesine rağmen farklı saiklerle işlenir. İnsan ticareti suçu, “zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla” işlenir. Göçmen kaçakçılığı, “doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla” işlenir.
- İnsan ticareti suçunda mağdurlar bir yerden bir yere götürülse bile sömürü sürekli bir biçimde devam eder. Ancak, göçmen kaçakçılığı suçunda fail sadece mağdurun yurda sokulması, yurtdışına gönderilmesi veya ülke içinde barındırılmasını sağlayarak maddi menfaat temin etmeye çalışır.
- Göçmen kaçakçılığı suçunda mağdurun fiile rızası vardır. Bu suçta mağdur, kendi rızasıyla Türkiye’ye girmek, Türkiye’den başka bir ülkeye gitmek veya ülke içinde barınmak istemektedir. İnsan ticareti suçunda mağdurun işlenen fiile ya rızası yoktur ya da rızası hileyle sakatlanmıştır. Göçmen kaçakçılığında; mağdura zor kullanılması söz konusu değilken, insan ticareti suçunda; cinsel amaçlı sömürü, organ kaçakçılığı, kölelik, çocuk ticareti gibi pek çok şekilde maddi yarar sağlamak amacıyla zor kullanılır.